Şimşek
Sabahtan beri konuşuyoruz seninle, daha önce de konuştuk. Sanırım artık yoksunluk çekiyorum. Kabul etmeliyim ki öyle.Canım tatlı değildir ama içimi burkuyor bu durum. Yeni yeni hastalıklar çıkıyor zihnimde. Mesela insanlara çok güveniyorum. Peşin hüküm onları sevdiğimi söylüyorum. Doğrusu çabuk ikna oluyorum her şeye. Kimseyi filtreleme gereği mi duymuyorum bilmem(!) Mesleki alışkanlık dedikleri şey mi onu da bilmem(!) İtiraz etmiyorum olana bitene. Halbuki eskisi kadar hırslı da değilim hatta tartışmıyorum bile. Ne diyeceğim kendi bildiğim doğrularla bile konuşmuyoruz artık. Neredeyse kendimi bıraktım o derece. Ama olmuyor. Bir şeyler ters gidiyor. Ara ara yaşamın varoluşsal sancılarını midemde hissettiğimde yemek yiyorum. Yedikçe daha çok canım çekiliyor gibi. Senin olduğun yere gelene kadar rahat yok anlaşılan. Hep de ben konuşuyorum. Biraz sen anlat. Üşüyor musun? Rahatın yerinde mi? Bizi özledin mi? Ben özledim de.