top of page

Yılın genç yazarıyla bir röportaj

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2023

Herkese Merhabalar.

Hoş geldiniz diyorum hepinize.

Evim biraz dağınık,

kusura bakmayın.

Köşe yazarı olarak gazetelerin üçüncü sayfalarında yazıyorum. Ölüm temalı hikayeleri ağdalı ve nüktedan bir dille anlatabildiğim için dikkatleri üzerime çektiğim doğrudur. Evet bu ödülü kazanmak benim onur meselemdi. Başardığım için mutluyum, çocuklar.

Doğrusu ödül gecesinde sizin kazanmanız yönünde oy kullandığımı hatırlıyorum, dedi röportajdaki çocuk. Sakalları çıktığından beri hiç kesmemiş ve ne kadar erkeksi görünmeye çalışsa edalı yüz hatları kadınsı içgüdülerini meydana çıkarıyordu. Çıplak bedeniyle baş başa kaldığında belki suyun altında kendini kaç kez öldürmüş olmalı diye düşündü yılın genç yazarı.

Röportaj çocuğun elindeki uzun süredir sabit duran mikrofonu kibar bir hamleyle biraz öne doğru çekerek devam etti sözlerine.

- Herkesin bireysel acıları var, inanmıyorum empatiye. Bana göre herkes öldürebilir bir kağıt bir kalemle tüm sevdiklerini. Gönlü soğumuşsa bir insanın güneş dahi ısıtamaz bedenini. Altı harlanmış cehennem ateşinde çıplak ayaklarıyla yürür, gözünden yaş gelir de canı acımaz. Herkesin bireysel acıları var anlatabiliyor muyum? Herkes aynı anda çığlık attığı için kimse kimseyi duyamaz, duysa bile bebeklerde olduğu gibi kendi çığlığı zanneder ve hayatına devam eder. Bence yazdığım son kitabımda herkesin takdirini kazanan bu cümlemdi. Sosyal mecralarda sağ olsun bizi sevenler paylaşmışlar, bir anda tanınır olduk. Bunu ilk defa sizinle paylaşayım. Diğer röportajlarda bahsetmedim aslında. Ünlü olmayı çok isterdim. Tanınır olmak nedense benim için çok anlamlıydı. Herkese ne anlatabilirim ki? Beni ünlü yapacak ne olabilir diye düşünür dururdum. İtiraf edeyim, küçükken Beyazıt ÖZTÜRK gibi bir şovmen olduğumu hayal edip provalar yapardım. Üniversiteleri bile sayardım, aynı onun gibi. R harfini söyleyemediği için çok sempatik gelirdi, bu yüzden taklit ederdim. Sunucu olmak ve konuşmayı yönetmek sanki bana inanılmaz bir güç verirdi. Ne dersin? Olur mu benden? ( Yazarımız burada gülüyor)


Bu soruyu beklemeyen röportaj yapan çocuk, suç üstünde kıskıvrak yakalanan hırsız gibi irkilerek cevaplıyor. Tabi , yani neden olmasın. 'Buradan yapımcılara duyurulur diyelim mi? diye de devam etti. ( Bence rezil olur diye düşünüyor içinden, kıskanç röportaj çocuk)

Peki Engin Bey, yazar olarak son dönem edebiyatçılarda gördüğümüz dijital dil gelişiyor, yeni nesil kelimeler önceki kuşak ile arayı bir pergel yardımıyla gittikçe açıyor. Sizin diliniz yeni nesillerle de iyi anlaşılıyor. Sizi bu konuda özel yapan nedir? Doğrusu sizin düşüncelerinizi merak ediyorum. ( Aslında merak etmiyor. Röportaj yapmaya son dakika gönderildiği için epey kızgın.)


Öncelikle yeni nesil tabirini kabul etmiyorum ben. Sanki bir robot gibi bahsetmek kurduğumuz ilişkileri yaralıyor bence. Evet, benim sırrım şu: Çocukların yeni bir dili var, sanki sadece aralarında konuştukları. Benimle bu sırrı paylaştıklarında onlara şunu sordum. Acaba bana da öğretebilir misiniz? Bundan etkilendiklerine eminim. Çünkü bu dili artık konuşabiliyorum. Bana yazdıklarında Moblar karanlıkta spawn oluyor diyorum. Kalp atıyorlar. Şapşal bunlar. Çok sevimli. ( Yüzünde gülücükler tomurcuk açıyor.)


Çok içten bir cevap oldu. Biraz da duygusal birisiniz gibi geliyor bana . Çocuklar derken sanıyorum bakışınızı yakaladım. Özlem doluydu. Biraz da özel hayatınızı konuşalım. Takipçileriniz eminim merak ediyordur. Nasıl bir hayatınız var? ( Röportaj yapan çocuğun umurunda bile değil de işte!)


Sade. Sade bir hayatım ve evliliğim var. Çocuklarım ve köpüşlerimle vakit geçirmeyi severim. Onlar için yapamayacağım şey yok. Her konuda birbirimizi dinliyoruz ama anlamıyoruz dediğim gibi herkesin acısına saygı duyup dinleniyoruz birbirimizde. Eşim harika yemekler yapar, ayıptır söylemesi yemekten iyi anlarım. Akşam yemeğinde sofrada olanları değerlendirmeyi çok severiz. Köpeğimiz bile değerlendiriyor. Beğendiği zaman üç kere havlar. Bizi de güldürüyor.


Yazdıklarınız arasında hiç ailenizden esinlendiğiniz oldu mu? Ne bileyim, genelde bana öyle geliyor. Bu kadar hikayeyi aklından nasıl yazabilir insan? Öyle değil mi?


Sevgili Dostum, haklısın ama seni haksız çıkarabilecek bir çok hayal gücü yazım da var. Bence kitabı yazarken sonunun nasıl olmasını planladıktan sonra karakterleri belirliyorsun. Bence insan yaşamın sonunu da planlamak istiyor. O yüzden hayatına aldığı her insana kendi senaryosunu okuyor. Beğenenler senle kalıyor, gerisi senden uzaklaşıp kaçıyor. İşte kaçanların neden kaçtığını bahsedeceğim sana ve bu soruda seni haklı çıkarmak istiyorum.

Babam öldü. Hatırlarsın. İki sene önceydi Teslim diye yazmıştım. O benim babamdı. O gerçekti. Her gerçek gibi bir gün öldü. Sadece benim planım yoktu, Varken yaşayamadıklarım yokken nasıl tamamlanırdı? Teslim'di adı. Bıraktım kendimi.

Biliyor musun? Kafam çok karışık. Babamla on sene konuşmamıştık hiç. En son onu gördüğümde çocuk falandım herhalde. Sonra gitti. Geri geldiğinde ona güvenip sevmemizi istedi. Nereye gittiğini sorduk. Demedi. Demedi. Sustu. O sustukça biz de gitmesin diye sormadık. Ben en son mezarında demiştim. Geri geldiğin zaman aslında ben sevinmiştim. Seni sen olduğun için bekledim. Seni Seviyorum demek için. Diyemedim. Öldü dediler. ( Ağladığı için devam edemedi)

Röportaj çocuk, bir kaç defa konuşmayı başlatmak için duraksadı. Kem küm etti. Bir şey diyecek oldu. Sustu. ( Ağladığı için devam edemedi)


Röportaj devam edemedi. Bireysel acıları var insanların, kimsenin anlayamadıkları.





77 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kenan Amcayla Sırlar Sokağı

Kenan Amca' yı anlatmış mıydım? Daha önce bahsettim sanki ama durun durun yine aklıma geldi. Bana bir sır verdi ama başka kimse biliyor mu acaba? Kesin anlatmıştır öfkeli bir anında. Kesin. Öfkesi sir

Raund

Kenan amcanın hırkasını hatırlıyor musunuz? Açık kahverengi. Üzerinde geyik desenleri olan el örmesi düğmeli bir hırka. Dışarıdan bakınca eskimiş görünmeyen emektar hırka Kenan Amca'nın 57 senedir i

Şimdilik

Seni soranlar oldu bir kaç hafta önce. Söylemedim ben ama merak etme, telefonun kapalıymış da yok çekirdek çok seviyormuşsun. Uyduruk uyduruk çalan zamansız alarm gibi ne gerek var şimdi hatırlatmalar

  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
bottom of page