top of page

Teslim IV

Ortalıkta kimsecikler yoktu. Kimse görmedi, duyulmadı.


Sadece apartman kapısının önüne serilmiş kilim, neredeyse kaldırımın tamamını kaplıyordu. Anlaşılan piknik için söz verilen saatte yalnız kilim gelmişti. Kilimi öylece serip gitmişler miydi ? Yoksa akşamdan komşu teyzeler mi unutmuşlardı? Arkadaşlarını organize edip ''Piknik yapalım'' fikrini ortaya atan Nazlı da yoktu. Aslında mesele oyun olduğu zaman unutmazdı hiç. Neredeydi bu çocuk ve onlar? Diyelim ki Nazlı içlerinde en küçük olduğundan kayboldu. Varsayalım fiziki görünümü gerçekten küçücüktü. Hadi öyle olsun uykuyu çok sevdiğinden uyuyakaldı. Diğerleri peki? Kimsesizdi sokak, sokağın başında kimse yoktu. -kilim dışında.

Kilim de kimine göre ağır sayılabilirdi. Nazlı için kilim herhangi bir materyale benziyordu. Ağır oluşunu hiç aklına getirmezdi. Aklı oyuna fikri muzipliğe çalışıyordu. Belki bu yüzden ele avuca sığmaz pamuk kalbi hep etkinlik düşünüyordu. Üşenmeden günde doksan sekiz kez eve giriyor, doksan dokuz kez çıkıyordu. O kadar hızlı hareket ediyordu ki çocuklardan bazıları ''sinekli'' diye lakap takmışlardı ona. O da babasına söylemişti bunu. Güldüler her ikisi. Gülüşmeye vesile diye o da çok takmadı bu lakabı kafasına. Bir kaç gün sonra da işte bu pikniği düzenlemeyi teklif etti. Erkek çocuklar çok aldırış etmedi, içecekleri alırız dedi toplumsal bir alışkanlıkla. Ama öyle değildi Nazlı, kabul etmezdi bu başı buyruk- sonu kuyruk fikir çemberini. Her şeyi ince detayına kadar düşündü gece, evden kap ile kapacak getirecekleri bile. Kendisi de annesine elmalı kurabiye yaptıracaktı. Ağızda ne de güzel dağılırdı o kurabiyeler. Gizli gizli bir kaç tane aşırma isteği duydu ama neyse ki annesinin emniyetle saklama çığırtkanlığı aradığı kurabiyeleri bulmasına engel olmuştu.

Sabah oldu, başa döndü, kimse var mıydı?

Nihayet dış yüzeyi mor apartman kapısından gözüktü Nazlı. İnanılmaz büyümüştü. Aslında boyu çocukluğu ile aynıydı. Gözleri de aynıydı ama gülüşünde bir farklılık çok uzaktan bile hissediliyordu. Saçlarını mı kestirmişti ? Hayır. Elinde çiğköfte poşetiyle çaresiz, gözleri ıslak gidiyordu hastaneye. Telefonun acil tuşu ellerini titretmiş, apar topar çıkmıştı sokağa. Çocukluğunda kilimin üzerindeki birbirinden farklı geometrik şekiller, resmin tamamına bakıldığında anlamını yitiriyor gibiydi. Epey bir zaman kullanıldığı her halinden belli olan kilim dışarıdan bakıldığında kirli gibi gözükse de özünde temizdi, çocukların hayalinde tertemizdi. Şöyle dönüp baktı sol tarafına, geçmişe döndü, oynadığı oyunlara. Sonra gülüştüler, her ikisi.

Hastaneye vardığında -Dünya dedi, Maviydi.


399 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Demleme II

50 sene gibi

Kenan Amcanın merak uyandıran hikayesi, hoşgeldiniz.

Teslim III

  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
bottom of page